Yörük kültürünün yaşatıldığı en önemli coğrafyalardan Akseki’ye her yıl Mersin , Konya ve Antalya ’nın sahil kesimindeki birçok ilçeden çok sayıda Yörük obası göç ediyor. 2000 metreyi aşkın rakımdaki Toroslar’a yaz döneminde göç eden Yörükler, hazirandan eylüle kadar kentten uzak yaşam sürüyor. Keçileri, develeri, atları, eşekleri, kıl çadırları ile dağlara çıkan Yörükler, yaylalarda teknolojiden uzak ve doğayla iç içe bir yaşam sürüyor. 

Uzun yıllardır devam eden bu gelenek, son yıllarda değişmeye başladı. Akseki Kaymakamlığı, Akseki Eğitim Hayratı Derneği ve Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk El Sanatları Bölümü’nün birlikte yürüttüğü Yörük yaşamının incelendiği çalışmada, bir kıl çadırda karşılaşılan manzara şaşırttı. Yörük çadırında aküden elde edilen elektrikle kullanılan uydu sistemine bağlı LCD televizyon sistemi, göçebe Yörüklerin teknolojiyi dağa taşımaya başladığını ortaya koydu. Akünün elektriği ise güneş enerjisi ile sağlanıyor. 

Öğretim görevlisi Mehmet Ali Eroğlu, Yörük kültürleri ve yaşamlarına ilişkin uzun yıllardır araştırma çalışmalarına katıldığını, ancak ilk kez bir Yörük çadırında LCD televizyon ve uydu sistemi ile karşılaştığını söyledi 

Daha önce kıl çadırda yapılan iftar sofrası etkinliği şimdi klimalı çadırda yapılıyor.

Bağcılar Belediyesi, ‘Ramazan Çadırı, İrfan Sofrası’ etkinliklerine devam ediyor. 17 yıl önce kıl çadırda başlayan Ramazan iftarları, bu yıl havaların sıcak olması dolayısıyla klimalı çadırlarda yapılıyor.

Bağcılar İnönü Mahallesi Molla Gürani Parkı yanında oluşturulan Ramazan etkinlik alanında, her akşam 2 bin 500 kişi iftar yapacak. İlk iftarla birlikte açılışı yapılacak olan Ramazan çadırında, her akşam alanında uzman konukların katılımıyla konferanslar ve paneller düzenleniyor.

Ramazan etkinlikleri 24 bin metrekarelik bir alan üzerinde gerçekleştirilecek. Bağcılar Belediyesi, Ramazan’ın Ağustos ayına gelmesi dolayısıyla geçtiğimiz yıl başlattığı klimalı çadır uygulamasını devam ettiriyor. Tanıtım toplantısında konuşan Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, Ramazan geleneğinin 17 yıl önce bir kıl çadırla başladığını ve o günlerden bugünlere gelindiğini söyledi. Ramazan’ın, birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularının arttığı bir ay olduğunu ifade eden Çağırıcı, “Bağcılarlı hemşehrilerimiz, bir ay boyunca burada hem iftarlarını yapıyor, hem de gerçekleştirmiş olduğumuz etkinliklere katılıyor. Bu ve buna benzer etkinlikleri toplum olarak birlik ve beraberliğimizin pekişmesi adına çok önemsiyorum. Ramazan Çadırı İrfan Sofrası etkinliklerimizin yanı sıra Nostalji Bahçelerimizde ve her mahallemizde iftar programlarımız olacak. Her gün 5 bin kişiyi iftar sofralarımızda buluşturmayı hedefliyoruz. ” diye konuştu.

İftar çadırı toplam 16 klima ile serinletilerek vatandaşların sıcak havadan bunalmasının önüne geçilecek. Ramazan etkinliklerinin gerçekleştirileceği alan üzerinde kafeterya, otopark, alış-veriş stantları da yer alacak. Yaklaşık 2 bin 500 kişinin katılacağı iftar yemeği her akşam hayırsever bir işadamı tarafından karşılanacak. Ramazan ayı boyunca devam edecek etkinliklerde, güvenlikte yüksek düzeyde olacak. Alanda 25 güvenlik görevlisi ile birlikte farklı bölgelere yerleştirilen güvenlik kameraları ile 24 saat gözetim yapılıyor.

Kıl çadırlar kadar otantik olmasa da bu çadırda da iftar bambaşka.

Muğla’nın Yatağan İlçesi’nde Geleneksel Yörük Kültürünü Sürdüren Kızkapan Ailesi, Kıl Çadırda Uydu Antenli Lcd Keyfi Sürüyor.


Muğla’nın Yatağan İlçesi’nde geleneksel yörük kültürünü sürdüren Kızkapan ailesi, kıl çadırda uydu antenli LCD keyfi sürüyor.


Yatağan-Kavaklıdere karayolu Çırpı Ovası mevkiinde Sarıtekeli Yörük aşiretinden 48 yaşındaki Ahmet Kızkapan, eşi, oğlu, kızı ve torunu ile kıl çadırda yaşıyor. Ancak aile, televizyon keyfinden ödün vermeden yayınları uydu aracılığıyla LCD televizyondan izliyor.


Ahmet Kızkapan, Denizli’deki atalarından bu yana göçebe olarak yörük kültürünü yaşatmaya devam ettiklerini belirtti. Muğla?nın değişik bölgelerinde göçebe olarak yaşadıklarını kaydeden Kızkapan, eşi Kadriye, kızı Ümmü, oğlu Bekir ve 6 yaşındaki torunu Aysu ile hayvancılık yaparak geçindiklerini söyledi. Kızkapan, ”Yaklaşık 400 küçükbaş hayvanımız var. Şu anda da buraya kıl çadırımızı kurup yerleştik. Hayvanlarımızı buradaki otlak ve dağlarda çıkartıyoruz. Akşamları vakit geçmiyor, bir jeneratör alıp elektriğimi sağladım. Uydu anten kurup, bir de LCD televizyon aldım. Bu ekranda televizyon seyretmek daha zevkli oluyor’ diye konuştu.


Yatağan Lisesi’nde okuyan oğlu Bekir?in akşam döndüğünde hayvanları otlatmakta kendisine yardımcı olduğunu belirten Kızkapan, torunu Aysu?nun da sürüden geri kalmamaları için oğlakları kucağında taşıdığını söyledi. Kızkapan, iş bitiminde de ailece televizyonun karşısına geçtiklerini anlattı.