Yeni Bir Web Site, Yeni Ürünler, Yeni Kıl Çadır Modelleri, Düğün Salonları, Yepyeni Bir Tasarım İncelemelisiniz

 

 

Yeni web sitemizi incelemelisiniz…

www.osmanlikilcadir.com

Kıl çadır düğün salonu, cafe (kafe), restaurant (restoran), konaklama, kamelya ve bir çok kurulumda sizlerle otantik ve nostaljik yepyeni fikirlerle yaratıcı projeler çıkarabiliriz. Yukarıdaki linkten web sitemizi inceleyip yeni ürünlerimizi, modellerimizi, düğün salonları,  kafeler, restoranlar ve bir çok işlerimize göz atabilirsiniz…

Kıl çadırının avantajlarını saymak gerekirse;

  • Kıl çadır sıcak ve soğuktan etkilenmez.
  • Kıl çadır maliyet olarak uygundur.
  • Kıl çadırı sağlıklı ve sağlamdır.
  • Kıl çadırı ile yapılmış mekanlar çekicidir.
  • Şark köşesi için uygundur.
  • Osmanlı  tarzı mekanların bahçesinde kullanılabilir.
  • Otantik cafe (kafe) ve restaurant (restoran) için en uygun seçimdir.
  • Farklı renk seçenekleri mevcuttur.

 

Keçi Kılından Otağ Otantik tip Yörük Çadırı İmalatı

Keçi Kılından Çadır İmalatı Nasıl Yapılır?

Değerli misafirlerimiz, kıl çadır (yörük çadırı) imalatı çok eski zamanlardan beri devam etmektedir. Günümüzde Ege bölgesi bu tip çadırların üretildiği bir merkez olmuştur.Hem el dokuması hem de sanayi ürünü olarak kıl çadırlarını temin edebiliyorsunuz.

Keçinin kılı hem sağlam hem de yanmaya karşı dayanıklı bir kıldır. Bu özelliklerinden dolayı ilgi görmüş ve çoğu insan için güvenli bir barınma ortamı sunmuştur.

Teknolojinin gelişmesi ve geçmişe özel (otantik) ürünlerin dikkat çekmeye başlaması ile bu çadırlar da kafe, restoran, park, bahçe, otel gibi mekanları süslemeye başlamıştır.

Peki keçinin kılından yapılan bu çadırların imalatı ve kurulumu nasıl yapılmaktadır. Gelin bu soruya ayrıntılı bir cevap verelim.

Keçi Kıllarının Kesimi ve Toplanması

Keçi kıllarının elde edilmesi iki farklı şekilde gerçekleşmektedir. Birinci yöntemde keçilerden kırkılan(kesilen) kıllar çobanlar tarafından biriktirilir ve ilgili yerlere belli zamanlarda satılır. İkinci yöntemde ise kıllar tabakhane denilen deri işletmelerinden toplanır. Burada kıllar deriden ayrılarak toplanır ve uygun taşıma araçları ile işleneceği yerlere götürülür.
Toplanan Kılların Kurutulması

Yukarıda anlattığımız toplama işlemlerinden ikinci yöntemle elde edilen kılların öncelikle kurutulması gerekmektedir. Bu işlem için getirilen kıllar yollara veya uygun alanlara serilerek , ve gün içinde alt üst edilerek kurutulur. Daha sonra tekrar toplanarak tarama makinelerine götürülür. Birinci yöntemle toplanan kılların kurutulmasına gerek yoktur. Bu yöntemle toplanan kıllar genellikle renklerine ayırma (siyah,boz,beyaz) işleminden geçer ve direk olarak taranma makinelerine gönderilir.
Tarak Makinelerinde Temizleme ve İnceltme (Taranma)

Her iki yöntemle toplanan kıllar en sonunda taranma makinelerine getirilir. Burada makinelerden geçen kıllar hem kirinden tozundan kurtulur hem de eğirme işlemi için uygun inceliğe yani yumuşaklığa ulaşmış olur. Bu taranma işlemi sırasında kıllarda bulunan az miktardaki kaşmir (tiftik) de elde edilmiş olur.
İp Haline Getirme , Bükme (Eğirme)

Taraklardan getirilen temiz ve yumuşak kıllar artık eğrilmeye (bükülmeye) hazırdır. Bazı köylerde çark denilen aletlerde el yapımı olarak, fabrikalarda ise eğirme makinelerinde sanayi üretimi, olarak eğrilmesi gerçekleştirilir. İp haline gelen kıllar, yumak yapılarak biriktirilir ve tezgahlarda dokunması için hazır hale gelmiş olur.
Tezgahlarda İşlenmesi (Dokuma)

Yumak halindeki ipler el tezgahlarında bobine sarılarak, ve gerdirme yapılarak tezgaha yerleştirilir. Ve mekik yardımıyla dokunur. Aynı işlemler otomatik tezgahlarda da gerçekleştirilir ve çadır ortaya çıkmaya başlar.
Çadırın Ölçülerine Göre Dikimi

Gelen siparişe ve uygun ölçülere göre dokunan çadırlar yine uygun ölçülerde kesilerek ve dikilerek son halini almış olur. Artık çadırı kurmak için bu işin ustası olan kişiler çadırı kurulacak olan yere götürmesi ve çadırı kurması kalmıştır.
Kıl Çadırın Kurulması

Farklı ölçülerde ve desenlerde kesilip dikilen çadırlar ustaların el emeği ile çoğu zaman tehlikeli yöntemlerle kurulur. Çadırı kurmak uzun zaman alır ve eğer bilinçli ve sağlam yapılmazsa tehlikeli durumlar oluşturabilir.

İşte kıl çadır (yörük çadırı) bu zorlu işlemlerden geçerek size ulaşır.

Kıl Çadırı Fotoğraf Galerisi: 

Bilgi Almak İçin Arayınız…

Tel: 05336032857

kıl çadır modelleri
kıl çadır modelleri
kıl çadırlar

Çoban kıl çadır ikilisi

Yörük kültürünün vazgeçilmezi olan kıl çadırlar, günümüze tarihten gelen bir kültür mirası olarak birçok özelliği bünyesinde barındırıyor.
Halen göçebe ve yarı yerleşik Yörükler tarafından kullanılan kıl çadırlar, yaylalarda olmazsa olmaz barınaklar arasında yer alıyor. Günümüzde oteller, turistik yöreler, fuarlar, festivaller, dinlenme tesisleri, kafeler, Türk geceleri, şark köşeleri, gözleme evleri ve geniş alanların çatı kapatmaları gibi daha birçok alanda ve yerde kullanılmaya başlanan kıl çadırlar, kıl keçilerinin kıllarından imal ediliyor. Folklorik ögeleri canlandırmak için tarihsel olayların geçtiği alanlara ve birçok mekana atmosfer sağlamak amacıyla da kurulup kullanılan çadırlar, Yörük, otağ ve oba çadırı olarak isimlendiriliyor. Yaylacıların açık alanlardaki en önemli barınağı konumunda bulunan kıl çadırların birçok önemli özelliği bulunuyor. Kış mevsiminde dokumaları sıkı bir hal alan kıl çadırlar, böylece yağmur ve kar suyunu içerisine geçirmiyor. Yaz aylarında ise gevşediğinden normal haline dönerek, içeri loş bir ışık verirken, sürekli hava sirkülasyonu sağladığı için ortamı serin tutuyor. Kıl çadırın en önemli özelliklerinden bir tanesi de, yapısal dokusu sayesinde yılan, akrep ve örümcek gibi canlıları üzerinde gezdirmemesi oluyor. Bu canlıların kıl çadır üzerinde hareket edememesi nedeniyle çadırda kalanlar, yılan, akrep ve örümcek sokması gibi vakalarla karşılaşmadıklarını belirtiyor. Her yere kolaylıkla kurulabilen, sürekli ateşe maruz kalmadıktan sonra yanmayan ve alev almaz özelliği ile bilinen kıl çadırlar, kolay katlanabildiğinden taşımada da sorun olmadan kullanılabiliyor.
Merkezi Konya’da bulunan Sarıkeçililer Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Pervin Çoban Savran, Yörüklerin kıl çadırdaki yaşam tarzı konusunda bilgi verirken, yaylalarda vazgeçilmez bir barınak olduğuna vurgu yaptı. Sarıkeçili Yörüklerinin kullandığı kıl çadırlarının diğerlerine göre farklılık arz ettiğine de dikkat çeken Savran, “Bir Sarıkeçili’nin evine (çadırına) vardığınız zaman, ilk önce direğini sayarsınız. Şöyle bakarsınız ve kullanmış olduğu nakışlar ve renklerdir bu çadırı önemli kılan. Yani renginden tanırsınız çadırı, 5 direklidir. Ekseriyetle girişi güneye bakar. Ayrıca, ilk girişte ön direğin önüne bir koca taş koyarız. Ocak taşı deriz ona. Biz de bu ocak taşı da çok önemlidir. Ben bu sene 10 yerde yurt tuttum, benim 10 yerde ocak taşım var dedik mi, bu bizim için şan ve şereftir” dedi.
Yörük çadırının her şeyi ile bambaşka olduğunu, renginin siyah olduğunu ve içerisinde ocak yandığını belirten Savran, kıl çadırlarda yanan ocakların dumanının da özelliği sayesinde atmosfere kolayca karıştığını söyledi. Yörük kıl çadırlarının yağan yağmurda akar gider özelliğe sahip olduğunu, şiddetli yağmurlarda ise kenarlara konulan taşlar ile un, çuval ve yorgan gibi malzemelerin burada kolayca saklanabildiğine dikkat çeken Savran, yılan, akrep ve çıyan gibi canlıları barındırmaması nedeniyle sokma vakalarının görülmediğine vurgu yaptı. Savran, gözleme pişirilen, yayık ayranı yapılan Yörük kıl çadırlarının kurulduğu her mekanda, insanlar ve özellikle yabancı turistler tarafından da büyük bir ilgi gördüğünü sözlerine ekledi.

kıl çadırlar

Aydın’ın Yörük Çadırları

El Sanatları
İnsanların gereksinimleri doğrultusunda ortaya çıkmış, doğa şartları, yaşayış özellikleri ve iklim gibi etkenlerle çeşitlilik göstermiş olan el sanatları Aydın ve çevresinin önemli kültürel özelliklerindendir. El sanatlarından bazıları; İğne oyaları, kıl dokumacılık, toprak seramik yapımcılığı, semer ve eğer yapımcılığı ve hasır dokumacılığıdır.
DOKUMACILIK
Giyim kuşamda kullanılan dokumalar sanayileşme sonucu önemini yitirmişse de yörenin el dokuması halı, kilim ve heybeler kendilerine özgü nakış ve renkleriyle ünlüdür. Sumak tekniği ile dokunan Yörük çuvalları da yöreye özgü özellikler taşır. Aydın’da sürdürülmekte olan geleneksel bir dokuma örneği de her türlü iklim koşullarına elverişli olan kıl çadır örtüsü yapımıdır. Kıl dokumacılığın ham maddesi keçi kılıdır. Yılda bir defa keçilerden kesilerek elde edilen kıllara “kırkım kılı” adı verilir. Tabakhanelere giden keçi derilerindeki kılların tabaklanarak elde edilen kıllara da “tabak kılı” adı verilir. Dokumacılar çobanlardan ve tabakhanelerden aldıkları kılları el taraklarında ve tarama makinelerinde temizleyerek, tiftiklerini ayırdıkları kılları çarklarda bükerek ip haline getirirler. Genelde bayanların yaptığı bu işlemden elde edilen iplere “gazıl” denir. Gazıllar erkekler tarafından dokuma tezgahlarında dokunarak harar, çuval, heybe, at çulu, kolan,deve çulu, çadır, yağ torbası,un çuvalı, yem torbası olurlar. Günümüzde tarımın makineleşmesi ve plastik hammadde ürünlerinin yaygınlaşması sonucunda bu ürünlere olan ilgi azalmıştır. Kıl çadır dokumacılığı Bozdoğan ilçesinin Olukbaşı, Dutağaç ve Kızılca köylerinde yoğun olarak yapılmaktadır.


İĞNE OYASI
Dünya literatüründe “Türk danteli” olarak bilinen iğne oyalarının çok eskilere dayanan bir geçmişi bulunur. Bazı kaynaklar, iğne oyaları ile yapılan örgülerin XII. Yüzyılda Anadolu’dan Balkanlar’a oradan İtalya yolu ile Avrupa’ya yayıldığı belirtmektedir. Oya, süslenmek ve süslemek ayrıca taşıdıkları mesajlarla bir iletişim aracı olarak da kullanılan ve tekniği örgü olan bir el sanatı olarak tanımlanır. Günümüzde geleneksel kullanım alanlarının yanı sıra kadın giyim aksesuarlarında da kullanılır.
Küçük iğnelerle yapılan iğne oyalarının malzemesi genellikle ipektir. Oyalarda daha çok yaprak, ağaç ve çiçek motifleri kullanılmaktadır. Karacasu’da geçmişte yapılan eğer takımları, kese, kın ve mühürlüklerde işleme sanatının en zarif özellikleri görülür. Kadın giysilerinde yer alan oya ve işlemeler günümüzde ortadan kakmıştır. Oyalar günümüzde genellikle efe kıyafetlerinde kullanılmaktadır. Şık ve zarif olan efe kıyafetleri oldukça beğenilmektedir. Aydın’da gönüllü kuruluşlar geleneksel el sanatlarını canlandırmak amacıyla kurslar düzenlemekte, bu kurslardan yetişen bayanlar ve ürettikleri satarak aile bütçesine katkıda bulunmaktadır. (AKTAKKA-DEMİRCAN, 2006:149)

ÇÖMLEKÇİLİK (SERAMİK)
Günümüzde Çarşıyaka’da 3, Cuma mahallesi ve Büyükdağlı mahallesinde 25’e yakın seramik ocağı bulunmakta ve 50’ye yakın aile geçimini bu yolda elde etmektedir. Testi, bardak, güveç, saksı ve çeşitli süs eşyaları üretilmektedir. İhtiyaca yönelik ürünler, süs eşyalarına göre daha fazla rağbet görmektedir. Turizm faaliyetlerinin arttığı yaz aylarında çömlek atölyeleri de en yoğun dönemlerini yaşamaktadır. Çömlek yapımında demir oksit oranı yüksek killi kırmızı toprak kullanılmaktadır. Karacasu’ya 4 km. uzaklıktaki Yazır Köyü’nden Karacasu Belediyesinin sağlamış olduğu araçlarla ücretsiz olarak taşınan toprak, suyla karıştırılarak çamur haline getirilmektedir. Çamurun üzerinde kalan yağlı kısım ayrı bir yerde toplanmaktadır. Çarklarda ustanın elinde şekil bulan çömleğe önceden hazırlanmış kulplar takılmaktadır. Çömlek çark üzerinde şekillendirilirken kesme işlemleri için 10-20 cm uzunlukta bir “değnek çubuk” ve yüzeyi düzeltme işlemleri için de 10×5 ebatlarında dikdörtgen şeklinde ortası delik “petros tahtası” diye adlandırılan bir alet kullanılmaktadır. Yağlı ince çamur, hazırlanan çömleğin yüzeyinin daha pürüzsüz olması için üzerine sürülmekte ve naylonla sıkıştırılmaktadır. Tamamen kuruması beklenen çömlek, kadın çalışanlar tarafından silinmekte ve son olarak da 700 derecede fırında pişirilmektedir.
Karacasu’daki atölyelerdeki istekli, hareketli ve canlı bir biçimde sürdürülen bu sanat, ülkemizin maddi kültür varlıklarının korunması ve el sanatlarımızın tüm dünyaya tanıtılması açısından önemlidir. Geleneksel el sanatlarımızın en eskilerinden biri olan hala işlevselliğini, güncelliğini koruyan çömlekçiliğin desteklenmesi ve yaşatılması gerekmektedir. Ancak yüksek maliyetler ve onca zahmete karşılık toprak ürünlerinin ucuz fiyatları, sadece geçimlerini sağlayacak miktarda getiri elde etmeleri nedenleri ile bazı çömlekçiler, çocuklarının bu mesleği sürdürmesini arzu etmemektedir. Plastik kapların piyasaya ilk çıktığı dönemde çömlek satışları azalmış ve normalde 30 yakın olan çömlek atölyelerinin sayısı 15’e kadar düşmüştür. Ancak toprak ürünlerine göre kıyaslandığında sağlıksız olan plastik kaplara olan ilgi zaman içinde azalmıştır. Bugün yine 30’a yakın çömlek atölyesi üretime devam etmektedir.

KÖRÜKLÜ ÇİZMECİLİK
Körüklü çizme, Aydın efesinin değişmez aksesuarı olup siyah renktedir ve altı kösele olup el işçiliği ile yapılır. Körüklü çizmenin dışında dana derisi, içinde ise sahtiyan adı verilen palamutla pişirilmiş (terbiye edilmiş) keçi derisi kullanılmaktadır. Çizme dikilmeden önce çizmeyi giyecek olan kişinin ayak ölçüsü alınmakta ve ayak bileğinin tam üzerinden başlayan her biri 3,5 cm. olan körük kıvrımları ölçülerek hazırlanmakta, ölçüye göre kalıp çıkarılmaktadır. Daha sonra ise dikim aşamasına geçilmektedir. Ayak bileğinin üzerinde yer alan körük, içeride kalan havayı vakumlayarak ayağın yazın serin, kışın sıcak tutulmasını sağlamaktadır. Çizmeler artık yalnızca halk oyunları gruplarına satılmaktadır.

Aydın’da körüklü çizme yapan iki önemli ustadan biri; Bu zanaata henüz 7 yaşındayken başlayan ve 2009 yılının Mayıs ayında vefat eden Sökeli Cafer Efe, diğeri ise Sökeli Zeki Avcıoğlu’ dur. Her iki usta da usta-çırak ilişkisi çerçevesinde yetişmiş olup günümüzde çırak bulamamaktan yakınmaktadır. (AKTAKKA-DEMİRCAN, 2006:161-162)
Kaynak: Nuri AKTAKKA- Necati DEMİRCAN, 2006 Dünden Bugüne Aydın Halk Kültürü, Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı.

YORGANCILIK
Aydın’da hemen her ilçede yorgancı esnafı bulunmaktadır. Yorgancılık mesleğine günümüzde ilgi azalmış olduğundan yeni çırak yetişmemektedir. Yorgancıların çoğunluğunu emekli oldukları halde mesleklerini devam ettiren ustalardan oluşmaktadır. Yaz aylarıyla beraber artan düğünler için çeyizlik olarak hazırlanan ipek saten yorganların satışıyla birlikte yorgancıların da gelirleri bu mevsimde artmaktadır.
Çeyizlik olarak hazırlanan yorganların dışında ipek saten, altta beyaz astar ve dolgu malzemesi olarak da pamuk kullanılmaktadır. Kenar dikişleri makine ile yapıldıktan sonra üzerlerindeki motifler 2 numara el iğnesi ile ustanın maharetine göre şekillenmektedir. Günlük kullanım için hazırlanan basma yorganların dışında basma pamuklu kumaş kullanılmaktadır. İç dolgu olarak Aydın’ın sıcak ikliminden dolayı genellikle pamuk tercih edilmekle birlikte yün de kullanılmaktadır. Aydın’da yaygın bir el sanatı da ağaç işçiliğidir. Ağızlıktan beşiğe, biblodan çocuk oyuncağına kadar çok çeşitli ağaç işleri yapılır. Türkmen ve Yörük beşikleri güzel motifleri ile dikkati çeker.
NAKIŞ
Nakışlar genellikle Türk işi iğne tekniklerinden muşabak, mürver, balık sırtı, civan kaşı, düz pesent, verev pesent, hasır işi teknikleri kullanılarak yapılır. İplik olarak çamaşır ipeği, domino, muline nakış iplikleri kullanılır. Kumaş olarak Ödemiş ipeği ve yöresel dokuma kumaşlar kullanılır. Kumaşlar ipek, pamuk veya yün olabilir. Motifler kasnağa geçirilmiş kumaş üzerine boncuk iğnesi, kurdele iğnesi, dikiş iğnesi ile nakşedilir. Tel sarmalarda ve tel kırmalarda motifleri oluşturmada malzeme olarak bakır tel ve el nakışı simleri kullanılır. Tel sarmada velev sarma, düz sarma, ibrikçi düğümü (muşabak), sarhoş bacağı tekniği kullanılarak motifler meydana getirilir.
Halk Eğitim Merkezi Nakış Bölümünde makine nakışı ve el nakışı olmak üzere iki grupta dersler verilmektedir.
A. Makine Nakışı
1. Makine bilgisi
2. Zig zag dikiş makinası ile temel teknikler
3. Kum iğneleri
4. Çin iğnesi
5. Blonya iğnesi ve astragan işi
6. Türk işi
7. Aplike
8. Maraş işi
9. Beyaz iş
10. Hazır gereçlerle yapılan giyim süslemeleri

B. El Nakışı
1. Bartın işi (Tel Kırma)
2. Basit nakış iğneleri
3. Çin iğnesi (Düz ve gölgeli Çin iğnesi, fantezi Çin iğnesi)
4. Hesap işi ve Antep işi
5. Türk işi
6. Oyalar
7. Giyim süslemeleri
8. Maraş işi ( Dival işi – Sırma işi )
9. Pul,boncuk, kurdela nakışı.
SEMERCİLİK
Semercilik günümüzde nadir rastlanan mesleklerden biridir. Aydın merkezde bu işi yapan tek usta Aydın Merkez’de bulunan tarihi Zincirli hanın hemen yanında küçük bir dükkanı olan 82 yaşındaki Orhan Çerezcioğlu’dur. Orhan Çerezcioğlu bu mesleği dedesinden devraldığını ve on iki yaşından beri bu işin içinde olduğunu söylüyor. Tam yetmiş yılını bu işe vermiş. “Eskiden işler iyiydi yanımda çırak da çalıştırırdım. Tam altı çırak yetiştirdim. İki tanesi ölene kadar bu işi yaptı. Diğerleri işler azalınca rençberlik falan yapmaya başladı. Şimdi bu işi yapan bir ben varım Aydın’da. Ben de elimde kalanları satınca bırakacağım. Artık yeni semerde yapmıyorum zaten” diyor.
Semercilikde kullandığı keçe, çınar ağacından şekillendirilmiş tahta parçalar, demir halkalar ve deriler İzmir-Tire’den gelmektedir. Aydın’dan sadece semere renk ve süs vermek için renkli kazak yünleri temin edilmektedir. Çınardan imal edilen tahtalarla semerin iskeletini oluşturulur. Semerin alt tarafını keçe, binek yerini ise gerçek deriyle kaplanır. Bunların arasını hayvanı da üstüne bineni de serin tutmayı sağlayan ve sulak alanlarda yetişen semer otuyla doldurulur. Kırnak olarak adlandırılan iplikle çuvaldızın gözüne geçirilerek tüm parçalar büyük bir özenle birleştirilir. Yapılan semerin göze de güzel görünmesi için renk renk kazak yünü parçalarıyla kenarları süslenir.

Bizi Arayın