
KARA ÇADIR
KARA ÇADIR
Üretim ve tüketim birimi olan ailenin barınağıdır
çadır. Toprağa bağlı olmayıp, devamlı
göç halinde bulunan bir yaşam tarzmın ürünüdür. Yani, çadır, göçebe hayvancıhk üretim tarzına en uyumluolan taşınabilir konut tipidir. Çadırın taşınması, kurulması ve sökülmesi gayet
kolay olduğu gibi, yapımında esasmalzeme olan kıl, göçebenin kendi yetiştirdiği
siyah kıl keçilerinden eldeedilir. Göçebenin konutu olan çadırımeydana getirmesi için dışardan malzeme
almasına gerek yoktur. İklimselaçıdan da çadır bezi çok elverişlidir,
Yazın güneş geçirmez ve iç mekânı serin
tutar. Ayrıca, çadırın yerle birleştiği
kısımlardan rüzgârın gelip geçmesiiçin açıklıklar bırakılır. Kıl çadır yağmur
geçirmez. Yağmur, kılların örgüleri
arasındaki gözenekleri doldurur veçadırın ve çadırın eğiminden kenarlaradoğru akar. Kışın ise gene siyah olmasından
dolayı ısıyı içerde tutar. Kışınçadırlar daha kapalıdır ve iç mekânateş yakarak da ısıtılır.
Çadırın dokunması, sökülüp kurulması
hep kadınlara ait bir iştir. Amaerkeklerin de dokuduğu olur. Önce 70cm. kadar eninde ve çadırın büyüklüğüne
göre değişen uzunlukta siyah kıldanbantlar dokunur. Sonra bu bantlardangene gerekli sayıda (normal bir çadırda7-8 bant) olanı, uzunluğuna yanyanagetirilip dikilir. Çadırın dokunması
bir çadır bezinin ömrü 7-8 yıldır. Fakat
yenileme bant bant olur. Çadır, göçebenin
ahşaptan yaptığı küçük tezgâh
ile dokunur,
Çadır kurulmadan önce toprak pekiştirilir.
Çadır bezi, taşıyıcı ahşap direkler
üzerine, kenarları iplerle gerilerek
toprağa çakılır. Ahşap direklerin
çevreyi dolaşanları orta eksendeki direklerden
daha alçaktır. Tepeye verilen
eğimin temel nedeni, rüzgâra karşı
strüktürel dengeyi sağlamaktır. Ayrıca,
bu eğim sayesinde yağmur çadır bezi
üzerinden toprağa akar. En yüksek direğin
normal boyu, dolayısı ile çadır
içinin yüksekliği 2.5 metre civarındadır.
Çadır büyüdükçe, strüktürel gereksinmeden
dolayı direk sayısı artar. Çadır
bezi gerildikten sonra, toprak ile
bez arasını, bütün çadırı giriş hariç
çeviren taş duvar örülür. Bu duvarın
boyu yazın 40-50 cm’dir ve genellikle
giriş cephesinde hiç örülmez. Bu taş
yükselti, hem iç mekânı tanımlar, korur;
hem de denkleri ve minderleri yaslamak
için elverişlidir. Kışın ise bu taş
duvar çok daha yüksek örülür. Aslında,
yazın ve kışm bu taş duvarın yükseltisinin
kabileler ve ailelere göre değişmekte
olduğu gözlenmiştir.
Çadır, buradaki ailesinin mülküdür,
fakat çadırın anlamı, göçebenin, temel
ihtiyaçları için kullandığı bir barınak
olmasıdır. Çadır bir sosyal güvence
kaynağı değildir -hele bugünün koşulları
altında hiç değildir. Çadırın bu
özelliği, göçebe üretim tarzının bir
yansısıdır. Ayrıca, nasıl ki, göçebe yaşantısı,
doğa ve toprakla sıkı sıkıya
ilişkilidir, çadır da öyle. Çadırın dış
mekânla arasında neredeyse hiç sınır
yoktur.
Çadır, sadece, ailenin yatakta özelleştiği
yerdir. Hem üretim, hem de tüketim
birimi olan ailenin, aile yapısı
içindeki önemini simgeler. Birbirinden
biçim ve konum açısından farklı olmayan
bir doku oluşturan çadırlar, normal
ailelerin ayrı ve eşit durumunu
yansıtırken, aile içinde reis konumunda
olan aileler, çadırın büyüklüğü,
malzemesi, iç zenginliği ve obada ayrı
konuşu ile önemleştirilirler.
aile yapısı içinde kadının durumu
da çadırda yansır. Çadırı dokuyan,
söküp kuran, içinde bütün gün, günlük
faaliyetleri sürdüren kadındır. Erkekler
için çadır, günlük yaşam içinde, dinlenme,
konuk ağırlama, yemek yeme
ve uyuma alanıdır. Erkeğin görevi korumak
ve çobanlık yapmaktır. Onun
görevi çadır dışıdır.
Çadır içinde erkeklerin ve kadınların
ayrı ayrı mekânları yoktur. (Yalnız,
kadınlar, çok yakın akraba olmadıkları müddetçe erkeklerle yemek yemezler).
Dolayısı ile, tek bir mekândan
oluşan çadırda, temel ihtiyaçlara, işlevlere
göre iç mekânlar oluşmuştur:
Kullanım Alanları (mahalleri). Normal
olarak bir çadırın içinde, bir oturma
alanı, bir yatma alanı bir yemek yapma
alam ve ocak bir de yüklük alam bulunur.
Yataklar, geceden geceye serilir.
Gündüzleri, yatak, yorgan, yastık, örtü
ve kilim gibi ihtiyaçlar, çadınn tüm
çevresine katlanarak denklenir. Böylece,
çadırın dış cephesi, yemek yapma
mahalli ve giriş kısmı hariç yüklük alanı
olur. Çadır içindeki kullanım alanları
bazı çadırlarda, sazdan yapılmış çitlerle
ayrılabilirler, özellikle yemek
yapma mahalli ve oturma köşesinin sınırları
çitlerle tanımlanır. Bu çitler insan
boyundan alçak ve şeffaftır.
Ailenin varlık durumuna göre, çadırın
büyüklüğü değiştiği gibi, çadır içindeki
eşyalarla farklılık gösterirler (kilim,
yorgan, yatak sayısı, mutfak eşyalarında
farklılık). Ayrıca, göçebe insanının
cömertliğini ve misafirperverliğini
açığa vuran unsur, oturma köşesine
verilen önemdir. Varlık durumu normal
olan ailelerde, misafir, ailenin
oturma köşesinde ağırlanır (misafir yabancı
erkekse, kadınlar mutfak köşesine
geçerler). Misafire, çadırda yemek
olarak ne varsa sunulur, çay yapılır.
Ailenin varlık durumu iyi ise ve özellikle
oba reisi ailelerinde ayrı bir misafır ağırlama köşesi vardır. Bu alan, ailenin
yaşadığı bölümden iyice ayrılmıştır.
Ayrım gene saz bir bölme ile çadırı,
boyuna bir şekilde böler. Sazın üstüne
genellikle kilim atılır. Bu misafir
mahallinin ayrı bir girişi vardır.
Bunun ötesinde ailede gene varlık durumu ve yerleşik düzen değerleri geliştikçe,
misafirler için ayrı çadırlar
açılır. Koşan kabile reisi yatağında gördüğümüz
gibi, ev ile misafir birbirinden
iyice ayrılır. Sonuç olarak, ailenin varlık
durumu ve özellikle şehirle olan ilişkileri
arttıkça, çadır içindeki kullanım
alanları birbirlerinden ayrılmaya başlarlar.
Gene de misafir köşesi hariç, bu
alanların ayrımı çit ile olur, yani şeffaftır.
YAYLAKTA VE KIŞLAKTA ÇADIR
ÖRNEKLERİ
Yaylak ve kışlaktaki çadır arasındaki
temel farklılıkları şöyle özetleyebiliriz:
1) Kışlakta iklim ve yaşam koşullarından
dolayı, kış çadır iyice kapalı
ve içe dönüktür, etrafını çevreleyen taş
duvar yüksektir. 2) Kışlakta çadır içi
daha fakirdir. Göçebe, yazın yaylada
kullandığı eşyaların çoğunu yayla civarında
oturan akrabalarına bırakır
sonbahar göçünden önce. Kış yaşamı
ve çadırı, sadece “gerektiği” kadardır.
3) Yaylakta sadece aileyi barındıran
çadır tipine karşı, kışın dört tip çadır
vardır; aile, ağıl, depo, aile + ağıl tipi
çadırlar.