kıl çadırlar

Yörük kültürü hayat buluyor

Yörük Kültürü Kepez’de Hayat Buluyor
Antalya Yörükler Kültür Dayanışma ve Yardımlaşma Dernek Başkanı Abdullah Duman, Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’yü ziyaret etti. Antalya Yörükler Kültür Dayanışma ve Yardımlaşma Dernek Başkanı Abdullah Duman, Erdem Bayazıt Kültür Merkezi’nde Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’yü ziyaret etti. İlçede göç yolu üzerinde bulunan sarnıçların Kepez Belediyesi tarafından yapılan bir proje ile yeniden gün yüzüne çıkarılacağını belirten Duman, yörük kültürünü yaşatılacağını söyledi. Kepez Belediyespor Kulüp Başkanı Ahmet Ünlüoğlu’nun da yer aldığı ziyarette konuşan Başkan Tütüncü ise, Yörük-Türkmenlerinin Anadolu’nun Türkleşmesinde, çadır kültüründen imparator devlet olmasına kadar geçen süreçte büyük görevler üstlendiğini belirterek, bu süreci genç nesillere iyi anlatmanın önemini vurguladı. Kepez Belediyesi olarak ilçede bulunan sarnıçları gün yüzüne çıkaracak projenin ihalesini yaptıklarını dile getiren Başkan Tütüncü, önümüzdeki günlerde çalışmaların başlatılacağını ve kısa bir süre içinde de tamamlanacağını bildirdi. Başkan Tütüncü, bu gün kaybolmaya yüz tutan Yörük göç kültürünü, ilçede düzenleyecekleri göç şenliğiyle yaşatmak istediklerini kaydetti.

kıl çadırlar

Kültürde yeni bir filiz: Çadır dokuma ve yapımi

Eski Türk ailesinin hayatı, genellikle konar göçer bir tarzda geçmekteydi. Bundan dolayı, göçebe Türk ailesinin sabit meskeni bulunmamaktaydı. Onun meskeni, derme çadırlardan ibaretti. Çadırlar da kağnılar, develer ve katırlar üzerinde bir yerden başka bir yere devamlı taşınırdı. Bu çadırlara “çum”, “kapa”, “alaçik” (loçik),4 “yurt” veya “keregü” gibi adlar verilmekteydi. En eski çadır tipine, Abakan bölgesindeki Boyarı dağı kaya resimlerinde rast gelinmektedir. Çadır, en basit şekliyle uçları tepede bir halka (çıngırak) etrafında birleştirilmiş sırıklardan veya açılıp kapanabilen ahşap kafeslerden meydana getirilmekteydi. Sırıkların veya kafeslerin üzeri keçe veya kıl çadırlarla örtülmekteydi. Evdeki konfor, çadırda da vardı. Sıcağa ve soğuğa karşı korunaklı idi. Sökülmesi ve kurulması Türk ailesinin en fazla bir saatini alıyordu. Çadırların renkleri, Türk ailesinin sosyal ve ekonomik durumunu göstermekteydi. Meselâ, beylerin çadırı, ak renkte olmaktaydı. Çadırın tek kapısı bulunmaktaydı ve o da doğuya açılmaktaydı. Tepesinde de bir duman deliği bulunuyordu. Dolayısıyla, çadırın tam ortasında ısınmada ve yemek pişirmede kullanılan “ocak” yer almaktaydı. Ocakta bir “saç ayağı”, onun üzerinde de yemek pişirilen büyük bir tencere durmaktaydı. Ocağın hemen arkası, ailenin yaşlılarına, reisine ve misafirlere ayrılmaktaydı. Bu kısma “tör” (baş köşe) adı verilmekteydi. Sedir veya kanepe şeklinde olan tör, çeşitli renk ve desenlerde yapılmış keçeler, halılar, kilimler ve değerli hayvan postlarıyla döşenmekteydi. Tör’ün üst kısmındaki çadır kafeslerine, aile efradına ait silâhlar ile binit ve koşum takımları asılmaktaydı. Çadırın orta direğinde daima keçeye sarılmış bir kımız tulumu asılı durmaktaydı. Türklerin başlıca içkisi olan kımız, kısrak sütünün deri tulumlarda mayalanması ve arada sırada çalkalanmasıyla yapılmaktaydı. Çadırın zeminine keçeler, halılar, kilimler ve hayvan postları serilmekteydi. Çadır kapısının sağ tarafında bulunan kısım kadınlara aitti. Burada deri tulumlar, ahşap kaplar, kovalar, yemek tasları ve kepçeler (çömçe), üç ayak (üç yak veya çak), ekmek teknesi ve ibrik (ıvrık) bulunmaktaydı. Çadırların bir köşesine de içinde çeşitli malzemelerin konduğu çuvallar, heybeler ve torbalar yerleştirilmekteydi.

kıl çadırlar

Yörük çadırı yaparak kültürümüzü tanıtıyor

Yörük çadırı yapım ustası Nazmi Can, Antalya’nın Serik, Kemer, Alanya ve Manavgat ilçelerine yaptıkları büyük boy yörük çadırına karşı turizmcilerin ilgisinin yüksek olduğunu söyledi. Can, turizm yörelerinde yaptığı büyük boy çadırlarla yörük yaşamı ve kültürünü tanıtmayı hedefliyor. Usta Nazmi Can, Kültür ve Turizm Bakanı Yardımcısı Dr. Abdurahman Arıcı’nın, ‘Toroslarda yörük yaşamı ve kültür turizmini yaygınlaştırma çalışması’ çerçevesinde Antalya’nın batı ve doğu bölgesinde kültür turizmini yaygınlaştırmaya yönelik çalışmalarını hızlandırdıklarını kaydetti. Nazmi Can, yörük yaşamını tanıtmaya yönelik 750 metrekare büyüklüğündeki Türkiye’nin en büyük çadırını Manavgat’ın Taşağıl beldesine yaptıklarını söyledi. Türkiye’de, turizme yönelik ilk yörük çadırı yapımını tiyatro ve sinema sanatçısı Sümer Tilmaç’ın yaptığını anlatan Can, 2012 turizm sezonu öncesi Kemer, Belek, Side, Manavgat, Alanya ve Kaş’tan çadır yapımına yönelik yoğun talep aldıklarını kaydetti. Can, “Yaptığımız büyük boy çadırlarla turistler Toroslardaki yörük yaşamını yakından tanıyacak. Geçen sene tiyatro ve sinema sanatçısı Sümer Tilmaç’la yörük kültürünü yaşatmak ve tanıtmak için 2 çadır yapmıştık. Bu sene çadır yapımına genelde turizmciler ilgi gösteriyor. İlginin artmasında Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı’nın sözü etkili oldu. Büyük boy çadırı 3 ayda yapıyoruz. Küçük çadırları ise bir ayda tamamlıyoruz. Yaptığımız çadırların dış kaplaması kıl keçisi kılı örmesi olduğu için kışın sıcak, yazın serin tutuyor. Ayrıca, yağmur ne kadar şiddetli yağarsa yağsın suyu içine almıyor. Çadır kurumu için turizmcilerden yoğun talep alıyoruz.” dedi. Can, geçen yıl 5 çadır yaptıklarını ve 2012’de ise 12 çadır yapmayı hedeflediklerini söyledi. Toros Yörükleri ve Diyalog Derneği Başkanı Ömer Gürler ise Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, Toroslarda Yörük yaşamını tanıtma ve kültür turizmine yönelik çalışmalarını desteklediklerini kaydetti. Antalya bölgesinde 10 asırlık yörük yaşamı, kültürü olduğunun altını çizen Gürler, otellerin özel eğlence gecelerinde dansöz oynatmasının Türk kültürü ile uzaktan yakından alakası bulunmadığını söyledi. Gürler, turistleri eğlendirmeye yönelik bu tür etkinliklerin kültür turizmi kapsamında yer almadığını vurguladı.

kıl çadırlar

Zigana Dağı Geçitinde Vosvos ve Yörük Çadırı

Bir zamanların meşhur kurbağası 1960 model Wos Wos şimdi Zigana Dağı Geçidi’nde yörük çadırının ilginç tabelası oldu!

Gümüşhane-Trabzon Karayolu’ndaki Zigana Dağı Geçidi’nde bir tesis sahibinin, 1960 model otomobili 3 metrelik beton direğinin üzerine yerleştirmesi ilginç görüntü oluşturdu.

Doğu Karadeniz’deki otantik yaşantıyı “Yörük Çadırı” adı altında topladığını ifade eden tesis sahibi Turan Pervanlar, “Zigana Dağı’na gelen insanlara farklı bir hava yaşatmak istedik. Türk aile kültürünü, motifini, köyünde, yaylasında yaşadığı güzelliği, dışarıda da onlara vermek istedik. ‘Yörük Çadır’ adını verdiğimiz tesisimizin her tarafını Türk motifleriyle süsledik. Çadır, kültürümüzde özgürlüğü simgelemektedir. Gezdiğim yerlerde çadırın büyük rağbet gördüğüne tanık oldum. ‘Bu neden Zigana’da olmasın’ diyerek, 5 yıl önce bir çalışma başlattık ve halen bu çalışmayı da sürdürüyorum. İnsanlarımız burada kendilerini evinde, köyünde, yaylasında hissediyor. Harman makinesini gören bir vatandaş, ‘Bu benim anamın harman makinesi’, harman gemisini gören vatandaş, ‘Ben çocukluğumda bu geme binmiştim’ diyerek mutlu oluyor. Annesinin yaylada hayvanının başına bağladığı çıngırağı görüyor. Yayladaki yayığı, yağ küleğini görüp mutlu oluyorlar. İnsanlarımıza geçmişini yaşatan, hatırlatan her şey var. Bu çadırı kurmakla aslında insanımızın geçmişini ayağına getirdik” dedi.

Beton direk üzerine yerleştirdiği otomobili İstanbul’dan getirttiğini söyleyen Pervanlar, “Bu otomobili getirtmemizin nedeni yeri belirtmekti. İnsanların ‘Yörük Çadırı, otomobilin olduğu yer’ demesini sağladık. Karayolundan geçerken otomobili görenler duruyor, çadırımıza giriyorlar, yer sofrasında yöresel yemeklerimizi yiyor. Otomobile merdivenle çıkarak çay içip Zigana’nın eşsiz güzelliğini seyrediyorlar. Bu işin öncülüğünü biz yaptık, yayılmasını da istiyoruz” diye konuştu.

Pervanlar ayrıca, “Yörük Çadırı” adı verdiği tesisinde kurduğu kütüphaneyle insanlara kitap okuma imkanı sağladığını da sözlerine ekledi.

Bizi Arayın